Ara
Filters
Kadın Ayak İzi
RSS

'2023' 'Mart' blog yazısı

Kadınların İş Hayatına Girişi: Tarihsel Değişimler ve Bugünkü Durum
Kadınların İş Hayatına Girişi: Tarihsel Değişimler ve Bugünkü Durum

Kadınlar, tarihin çoğu döneminde iş hayatından dışlanmış ve ev işlerinde çalışmaya mahkum edilmişlerdir. Ancak, 20. yüzyılda, kadınların iş hayatına girişi hız kazanmış ve bugün kadınlar iş dünyasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu yazıda, kadınların iş hayatına girişi ile ilgili tarihsel değişimleri ve bugünkü durumu ele alacağız.

Tarihsel Değişimler


Kadınların iş hayatına girişi, tarihin farklı dönemlerinde farklı seviyelerde gerçekleşmiştir. Ortaçağ Avrupa'sında, kadınlar genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Ancak, sanayi devrimi ile birlikte kadınlar, fabrikalarda çalışarak ücretli iş gücüne dahil oldular. İlk başlarda, kadınlar genellikle düşük ücretli işlerde çalışıyorlardı ve daha yüksek ücretli işlere erişimleri sınırlıydı. Ancak, zamanla kadınlar daha fazla eğitim almaya ve daha iyi işlere yükselmeye başladılar.

Bugünkü Durum


Bugün, kadınlar iş hayatında önemli bir rol oynamaktadır. Dünya genelinde, kadınlar iş gücünün yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Ancak, kadınların iş hayatında karşılaştığı bazı sorunlar hala devam etmektedir. Kadınlar, genellikle erkeklerden daha az ücret alır ve daha az yüksek pozisyonda yer alırlar. Ayrıca, kadınların iş hayatında yükselmeleri daha zordur ve işyerinde cinsiyet ayrımcılığına maruz kalabilirler.

Sonuç olarak, kadınların iş hayatına girişi tarihsel olarak değişim göstermiş olsa da, bugün hala bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Kadınların iş hayatında daha fazla rol almaları için, eşit ücret, eşit fırsatlar ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele gibi adımlar atılması gerekmektedir.

Kadınların İş Hayatında Türkiye'de Yaşadığı Sıkıntılar
Kadınların İş Hayatında Türkiye'de Yaşadığı Sıkıntılar

Türkiye'de kadınların iş hayatındaki konumu hala geliştirilmesi gereken bir alandır. Kadınlar, iş hayatında birçok sıkıntı ile karşılaşmaktadır. İşe alım sürecinden, terfi sürecine kadar birçok konuda eşit haklara sahip olmayan kadınlar, iş hayatında birçok engelle karşılaşmaktadır.

İş hayatındaki en büyük sorunlardan biri, kadınların yönetici pozisyonlarına yükselmekte zorlanmasıdır. Kadınlar, erkeklerle aynı fırsatlara sahip olmamaktadırlar. Bu nedenle, kadınlar genellikle düşük ücretli işlerde çalışmaktadırlar. Ayrıca, kadınlar iş yerinde taciz ve şiddet olaylarına da maruz kalabilmektedirler.

Kadınların iş hayatındaki bir diğer sorunu ise, işe alım sürecinde ayrımcılık ile karşılaşmalarıdır. Çoğu işveren, kadınların evlilik, çocuk sahibi olma gibi kişisel faktörlerini işe alım sürecinde dikkate almaktadır. Bu da kadınların iş hayatında daha az fırsata sahip olmalarına neden olmaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye'de kadınların iş hayatındaki konumu hala yeterince iyi değildir. Kadınların eşit haklara sahip olmaları ve iş hayatında daha fazla söz sahibi olmaları için çeşitli çalışmalar yapılmalıdır. İşverenlerin kadınlara karşı ayrımcı davranışlarda bulunmamaları, kadınların iş hayatında terfi etmelerine olanak sağlayacak fırsatları sunmaları ve iş yerindeki taciz ve şiddet olaylarına karşı önlemler alınması gerekmektedir. Bu sayede, kadınlar da iş hayatında daha başarılı olabilirler ve ülkemizin kalkınmasına daha fazla katkı sağlayabilirler.

Kadının Türkiye'deki Konumu
Kadının Türkiye'deki Konumu
Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir toplumsal sorumluluktur. Türkiye'de kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olmayı hala arayış içindedir ve bu konudaki farkındalık sürekli artmaktadır. Bu yazımızda, Türkiye'deki kadınların iş yaşamı, siyaset ve eşitlik arayışlarını inceleyeceğiz ve bu konuda atılması gereken adımları ele alacağız.
Türkiye'de Kadın Hakları: İş Yaşamından Eğitime, Şiddetle Mücadeleye Uzanan Bir Hikaye
Türkiye'de Kadın Hakları: İş Yaşamından Eğitime, Şiddetle Mücadeleye Uzanan Bir Hikaye
Kadın hakları, dünya genelindeki insan hakları mücadelesinin önemli bir parçasıdır ve toplumsal sorumluluktur. Ancak maalesef, Türkiye gibi bazı ülkelerde kadınlar hala eşit haklardan yoksun kalmaktadır. Türkiye’de kadınlar, evlilik ve aile hayatında erkeklerin altında kabul edilen ikinci sınıf vatandaşlar olarak görülmektedir. Türkiye'de kadınlar, eğitim, istihdam ve siyaset gibi alanlarda erkeklerle eşit değildirler. Örneğin, Türkiye'deki kadınların sadece %32'si iş gücüne katılırken, erkeklerin bu oranı %73'tür. Kadınların iş yaşamına katılımı, ekonomik özgürlükleri ve özgüvenleri için önemlidir. Türkiye’de kadınlar aynı zamanda cinsel taciz, şiddet ve tecavüz gibi çeşitli saldırılara maruz kalıyorlar. Bu saldırılar, kadınların özgürlüğünü kısıtlar ve toplumdaki yerlerini güçsüzleştirir. Bu nedenle, Türkiye’de kadın hakları için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.
Girişimci Sözlüğü
Girişimci Sözlüğü

Değişen dünyada, birçok alanda yeni kavramlarla tanışmaktayız. Bunlardan biri de iş dünyasında adını sıkça duyduğumuz ‘’Startup’’ kavramı. Henüz başlangıç aşamasında olan bir işi tanımlamak için kullanılan kavram, dilimizde girişim kelimesiyle de ifade edilmektedir.

 

Bir startup, henüz kurulmuş olmakla beşinci yılını doldurmak arasında bir zaman diliminde yer alabilir. Zaman çizelgesinden bağımsız olarak ani ve hızlı büyümeye açık, lokasyondan bağımsız, ulusal ve uluslararası piyasayı hedefleyen yapılanmalardır. Onları, bildiğimiz şirketlerden ayıran en karakteristik özellikleri, ürün veya hizmetlerinde geleneksel yaklaşım yerine teknoloji odaklı düşünmeleri, süre ve hedef kitle arasında ters orantı kurmaları ve müşteriye odaklanmalarıdır.

 

Girişmek kökünden türetilen kelime, oluşumun yeniliğine dair ipucu vermektedir. Ancak startup kavramıyla girişim kavramı arasında hem dillerin kapsadığı anlam hem de pratikteki işleyiş bakımından farklılıklar doğmaktadır. Bu da başka bir soruyu akla getirmektedir: ‘’Her girişim bir startup mıdır?’’*

 

Elbette, hayır. Girişimlerdeki bazı göstergeler vardır ki, onların geleneksel girişim mi yoksa yeni nesil girişim mi olduğunu hemen bize gösterir. Mesela startuplar, benzer alanda çalışan girişimlerden problem yaklaşımlarındaki farklılık nedeniyle kolaylıkla ayrılmaktadır. O zaman startup nedir? Nasıl olur? sorusuyla başlayalım.

 

  • Daha önce çözüm geliştirilmemiş bir problem üzerinden iş modeli kurgulayan ya da çözüme teknoloji yoluyla ulaşmaya çalışan,
  • Geniş hedef kitleleri hedef alan, pazarda genişlemeyi planlayan, geniş bir coğrafyada karşılaşılan sorunu çözmeyi amaçlayan,
  • Henüz çözüm üretilmemiş bir problem üzerine ve/veya teknoloji odaklı çalıştıkları ve yatırım aldıkları için yüksek risk alan,
  • Yenilikçi uygulamalarıyla pazarda köklü dönüşümlere yol açan,
  • Hisselerin tam zamanında satılarak yüksek gelirle çıkış stratejisi belirlenen,
  • Kısa sürede yüksek ivmeli büyüme sağlayan, yüksek gelir ve pazar payına ulaşan bir yapıdan yani eksponansiyel büyüme yeteneğinden bahsediyorsak bu kesinlikle bir startup girişimidir.

Çünkü startup girişimlerden farklı olarak geleneksel girişimler,

 

  • Önceden çözüm geliştirilmiş bir problem ve iş modeli üzerine çalışır,
  • Dar ve sınırlı bir alanda hizmet verir,
  • Çözümlenmiş problemler üzerine çalıştıkları için düşük risk taşır,
  • Pazarda değişim / dönüşüm yaratma hedefi yoktur ya da düşüktür,
  • Ürün ve hizmetin sürekliliği ile gelişme hedeflenir. Çıkış stratejisi olmaksızın, uzun vadeli planlar, ayakta kalma ve süreklilik kaygısı, ürün/hizmetle duygusal bağ söz konusudur.
  • Geleneksel girişimlerde yüksek risk söz konusu olmadığı ve büyüme ivmesi düşük olduğu için eksponansiyel büyüme istisnadır.

*Özsoy, Şerafettin. Her Girişim Bir Startup Mıdır?